Suç belgesellerinde işlenen olayların gerçekten yaşandığını bilmek, izleyicilerin de ekran başında zor anlar yaşamasına sebep olabiliyor. Ancak bu tür yapımlar, senelerce karanlıkta kalmış suçların aydınlatılması ve kamuoyuna duyurulması açısından önemli bir yere sahip. Keza mağdurlar da bu belgeseller aracılığıyla seslerini tüm dünyaya haykırabiliyor. Peki, özellikle son yılların en sevilen suç belgeselleri hangileri? İzlerken kimi zaman üzüntüye, kimi zaman da öfkeye boğulacağınız; ancak her biri birbirinden sarsıcı ve etkileyici olan 18 suç belgeselini sizler için derledik.
İzleyicileri Dehşete Düşüren En İyi 18 Suç Belgeseli
#1
Bir Katil Yaratmak (Making A Murderer)
Bir Katil Yaratmak, odağına Steven Avery isimli bir adamın trajedilerle dolu yaşamını alan Netflix yapımı iki sezonluk bir belgesel dizisi. Sıradan bir kasabada sakin bir yaşam süren Avery’nin hayatı, kasabanın sahilinde tecavüze uğramış ve darp edilmiş bir kadının bulunmasıyla tamamen değişiyor. 1985 yılında gerçekleşen bu olayın failinin Avery olduğuna karar veriliyor ve talihsiz adam tam 18 yılını hapiste geçiriyor. Bu süreçte sürekli olarak masum olduğunu iddia etse de ona kimse inanmıyor. Nihayetinde, 18 yılın ardından beraat ettiğinde, bu kez gerçekten işlediği başka bir suçtan dolayı içeri giriyor.
#2
Eski Amerikan futbolu oyuncusu O.J. Simpson’ın eski eşi Nicole Brown Simpson ile Ronald Lyle Goldman’ı öldürmekle suçlandığı dava; yalnızca Amerika’nın değil, tüm dünyanın gündemini uzun süre meşgul etmiş bir olaydı. Tüm deliller Simpson’ın aleyhineydi ve bu suçlardan hüküm giymesine kesin gözüyle bakılıyordu. Ne var ki, kamuoyu bu konuda ikiye bölündü ve bir taraf Simpson’ı halk kahramanı ilan etti. Dava sürecinin sonunda da Simpson, yargılandığı tüm suçlardan aklandı. Ancak Amerikan hukuk sisteminin aksayan yönlerini de gün yüzüne çıkaran bu beraat kararı, kamuoyunun vicdanında kabul görmedi.
Tam da bu yüzden, dava süreci 1995 yılında karara bağlansa da O.J. Simpson davası hakkında yapılan araştırmalar ve çalışmalar hâlen sürüyor. 89. Akademi Ödülleri’nde En İyi Belgesel dalında Oscar ödülü kazanan O.J.: Made in America adlı belgesel de bu süreci baştan sona işliyor. Toplamda 7 saat 47 dakika süren yapım, O.J. Simpson’ın için verilen beraat kararında akla yatmayan tarafları ekranlara taşıyor.
O.J.: Made in America (2016)
Eski Amerikan futbolu oyuncusu O.J. Simpson’ın eski eşi Nicole Brown Simpson ile Ronald Lyle Goldman’ı öldürmekle suçlandığı dava; yalnızca Amerika’nın değil, tüm dünyanın gündemini uzun süre meşgul etmiş bir olaydı. Tüm deliller Simpson’ın aleyhineydi ve bu suçlardan hüküm giymesine kesin gözüyle bakılıyordu. Ne var ki, kamuoyu bu konuda ikiye bölündü ve bir taraf Simpson’ı halk kahramanı ilan etti. Dava sürecinin sonunda da Simpson, yargılandığı tüm suçlardan aklandı. Ancak Amerikan hukuk sisteminin aksayan yönlerini de gün yüzüne çıkaran bu beraat kararı, kamuoyunun vicdanında kabul görmedi.Tam da bu yüzden, dava süreci 1995 yılında karara bağlansa da O.J. Simpson davası hakkında yapılan araştırmalar ve çalışmalar hâlen sürüyor. 89. Akademi Ödülleri’nde En İyi Belgesel dalında Oscar ödülü kazanan O.J.: Made in America adlı belgesel de bu süreci baştan sona işliyor. Toplamda 7 saat 47 dakika süren yapım, O.J. Simpson’ın için verilen beraat kararında akla yatmayan tarafları ekranlara taşıyor.
#3
Tower (2016)
1 Ağustos 1966’da Amerika’daki Teksas Üniversitesi, korkunç bir olaya sahne oldu. Charles Whitman adındaki 25 yaşında bir adam, evinden çıkmadan önce eşini ve annesini öldürdü. Ardından elinde bir tüfekle Teksas Üniversitesi’nin kulesine tırmandı ve tepeden kampüsteki öğrencilerin üzerine rastgele ateş açtı. Tamı tamına 96 dakika süren bu kabus, Whitman’ın üç polis memuru ve bir sivil tarafından öldürülerek etkisiz hale getirilmesiyle son buldu. Ancak bu ana kadar Whitman 16 kişiyi katletmiş, onlarca kişiyi de yaralamıştı. Whitman öldüğü için, bu korkunç katliamı neden yaptığı da bir türlü net olarak anlaşılamadı. Keith Maitland’ın yönetmenliğinde ve rotoskop tekniğiyle çekilmiş bir animasyon belgesel olan Tower da bu kan donduran olayı işliyor. Katliamdan yaralı kurtulan mağdurların, olayın tanıklarının ve polis memurlarının da röportajlarına yer veren yapım; Teksas Üniversitesi’nde yaşanan dehşeti ilk ağızdan izleyicilere aktarıyor.
#4
Netflix’in çok ses getiren bir diğer belgesel dizisi olan İtiraf Kasetleri’nin konusu çok ilginç. Belgeselde, sorgulama sırasında gördükleri baskı ve manipülasyon nedeniyle işlemedikleri suçları itiraf eden ve bu sebeple yıllarını hapiste geçiren kişiler konu alınıyor. Daha doğrusu, biz bu kişilerin gerçekten masum olup olmadığını da bilemiyoruz. Çünkü her biri aslında masum olduklarını ve onlara uygulanan psikolojik şiddet nedeniyle düzmece itiraflarda bulunduklarını iddia ediyor. Bu iddiaya inanıp inanmamak da tamamen izleyicilere kalmış. Masum birinin işlemediği bir suçu itiraf etmesi ilk etapta kulağa çok saçma gelebilir. Ancak İtiraf Kasetleri’nde izlediğimiz arşiv görüntüleri; bize sorguların bazen 8-9 saat sürebildiğini, manipülasyon için özel eğitim almış sorgu dedektiflerinin bu süreçte şüphelilerin kafasını tamamen allak bullak edebildiğini gösteriyor.
İtiraf Kasetleri (The Confession Tapes)
Netflix’in çok ses getiren bir diğer belgesel dizisi olan İtiraf Kasetleri’nin konusu çok ilginç. Belgeselde, sorgulama sırasında gördükleri baskı ve manipülasyon nedeniyle işlemedikleri suçları itiraf eden ve bu sebeple yıllarını hapiste geçiren kişiler konu alınıyor. Daha doğrusu, biz bu kişilerin gerçekten masum olup olmadığını da bilemiyoruz. Çünkü her biri aslında masum olduklarını ve onlara uygulanan psikolojik şiddet nedeniyle düzmece itiraflarda bulunduklarını iddia ediyor. Bu iddiaya inanıp inanmamak da tamamen izleyicilere kalmış. Masum birinin işlemediği bir suçu itiraf etmesi ilk etapta kulağa çok saçma gelebilir. Ancak İtiraf Kasetleri’nde izlediğimiz arşiv görüntüleri; bize sorguların bazen 8-9 saat sürebildiğini, manipülasyon için özel eğitim almış sorgu dedektiflerinin bu süreçte şüphelilerin kafasını tamamen allak bullak edebildiğini gösteriyor.
#5
Üç bölümden oluşan bir belgesel dizisi olan Casey Anthony: An American Murder Mystery, BluTV üzerinden izleyebileceğiniz bir yapım. Belgeselde, 2011 yılında Amerikan kamuoyunun gündemini derinden sarsan Caylee Anthony cinayeti konu alınıyor. Caylee Anthony isimli küçük kız, Florida’daki evinin yakınlarında cansız halde bulunmuştu. Ancak işin asıl kan donduran tarafı, Caylee’nin bulunmasından aylar önce öldüğünün anlaşılmasıydı. Yani küçük kız aylardır kayıptı ve ailesi onun kaybolduğunu hiçbir kuruma ya da yetkiliye bildirmemişti. Haliyle tüm şüpheler Casey Anthony’e, yani Caylee’nin annesine çevrildi. Anthony ailesinin tüm üyelerinin yargılandığı bu dava süreci, Caylee’nin ölümüne ilişkin korkunç gerçekleri de ortaya çıkardı.
Casey Anthony: An American Murder Mystery
Üç bölümden oluşan bir belgesel dizisi olan Casey Anthony: An American Murder Mystery, BluTV üzerinden izleyebileceğiniz bir yapım. Belgeselde, 2011 yılında Amerikan kamuoyunun gündemini derinden sarsan Caylee Anthony cinayeti konu alınıyor. Caylee Anthony isimli küçük kız, Florida’daki evinin yakınlarında cansız halde bulunmuştu. Ancak işin asıl kan donduran tarafı, Caylee’nin bulunmasından aylar önce öldüğünün anlaşılmasıydı. Yani küçük kız aylardır kayıptı ve ailesi onun kaybolduğunu hiçbir kuruma ya da yetkiliye bildirmemişti. Haliyle tüm şüpheler Casey Anthony’e, yani Caylee’nin annesine çevrildi. Anthony ailesinin tüm üyelerinin yargılandığı bu dava süreci, Caylee’nin ölümüne ilişkin korkunç gerçekleri de ortaya çıkardı.
#6
Netflix’in yedi bölümlük belgesel dizisi The Keepers, 1969 yılında işlenen Rahibe Cathy Cesnick cinayetini konu alıyor. Cinayetin üzerinden elli yıldan uzun zaman geçmesine rağmen, gerçek suçlu hâlen bulunabilmiş değil. Rahibe Cathy 1969 yılının Kasım ayında ortadan kaybolmuş ve cesedine ancak iki ay sonra ulaşılabilmiş. Yargılama sürecine hem cinsel istismar şüphesi karışmış hem de Katolik Kilisesi’nin de bu olayla bir bağlantısı olduğu iddiaları ortaya atılmış. The Keepers’ın izleyicilerle buluşturduğu belge ve arşiv kayıtlarına baktığımızda görüyoruz ki, Rahibe Cathy cinayeti korkunç bir yapbozun yalnızca bir parçası. Bu cinayet araştırıldıkça, ortaya kan donduran gerçekler çıkmaya devam ediyor.
The Keepers (2017)
Netflix’in yedi bölümlük belgesel dizisi The Keepers, 1969 yılında işlenen Rahibe Cathy Cesnick cinayetini konu alıyor. Cinayetin üzerinden elli yıldan uzun zaman geçmesine rağmen, gerçek suçlu hâlen bulunabilmiş değil. Rahibe Cathy 1969 yılının Kasım ayında ortadan kaybolmuş ve cesedine ancak iki ay sonra ulaşılabilmiş. Yargılama sürecine hem cinsel istismar şüphesi karışmış hem de Katolik Kilisesi’nin de bu olayla bir bağlantısı olduğu iddiaları ortaya atılmış. The Keepers’ın izleyicilerle buluşturduğu belge ve arşiv kayıtlarına baktığımızda görüyoruz ki, Rahibe Cathy cinayeti korkunç bir yapbozun yalnızca bir parçası. Bu cinayet araştırıldıkça, ortaya kan donduran gerçekler çıkmaya devam ediyor.
#7
Binlerce kişinin Hintli bir guru ve bilge olarak tanıdığı Osho’yu muhtemelen duymuşsunuzdur. Gerçek ismi Bhagwan Shree Rajneesh olan bu adam, dünya çapında milyonlarca kopya satan kitaplarında aktardığı öğretileriyle de tanınıyor. Netflix’in 2018 yılında izleyicilerle buluşturduğu Vahşi Kırlar da Osho’nun 1981 yılında Amerika’ya gelmesini ve komünüyle birlikte Oregon çölünde 64 bin hektarlık bir alanda bir kent inşa etmesini konu alıyor. Osho ve komününün buraya gelişi, zaman içinde yerel halkla komün arasında ciddi sürtüşmelerin yaşanmasına yol açmış. Vahşi Kırlar’ın ortaya attığı iddiaya göre, Osho’nun meditasyon yapan ve ilahi aşkı bulmayı hedefleyen nahif görünümünün altında, karanlık suçlar işleyen bir tarikat yatıyor.
Wild Wild Country
Binlerce kişinin Hintli bir guru ve bilge olarak tanıdığı Osho’yu muhtemelen duymuşsunuzdur. Gerçek ismi Bhagwan Shree Rajneesh olan bu adam, dünya çapında milyonlarca kopya satan kitaplarında aktardığı öğretileriyle de tanınıyor. Netflix’in 2018 yılında izleyicilerle buluşturduğu Vahşi Kırlar da Osho’nun 1981 yılında Amerika’ya gelmesini ve komünüyle birlikte Oregon çölünde 64 bin hektarlık bir alanda bir kent inşa etmesini konu alıyor. Osho ve komününün buraya gelişi, zaman içinde yerel halkla komün arasında ciddi sürtüşmelerin yaşanmasına yol açmış. Vahşi Kırlar’ın ortaya attığı iddiaya göre, Osho’nun meditasyon yapan ve ilahi aşkı bulmayı hedefleyen nahif görünümünün altında, karanlık suçlar işleyen bir tarikat yatıyor.
#8
27 Ağustos 2003 tarihinde Amerika’da bir pizzacıda çalışan Brian Wells, bir siparişi teslim etmek üzere bir eve gitti. Bu evde rehin alındı ve boynuna saatli bir bomba düzeneği bağlandı. Wells’i rehin alan kişiler, ona hayatta kalmak istiyorsa bir sonraki gün kent merkezindeki bankayı soyması gerektiğini söyledi. Wells 28 Ağustos 2003’te boynunda bomba, elinde de tüfekle bankaya girdi. Soygunu gerçekleştirmeye çalıştığı sırada bomba aktive oldu ve Wells korkunç bir şekilde hayatını kaybetti.
Wells’in ölümünün ardından da geriye yanıtlanmamış bir sürü soru kaldı. Wells ona verilen görevi yerine getirmeye çalıştığı halde bomba neden patlamıştı? Gerçek suçlular kimlerdi? Hepsinden önemlisi, gelmiş geçmiş en tuhaf soygunlardan biri olarak nitelendirilen bu olayda Wells gerçekten bir kurban mıydı? Tüm bu soruların yanıtları, dört bölümlük bir Netflix belgesel serisi olan Kötülük Dehası’nda sizleri bekliyor.
Kötülük Dehası (Evil Genius) (2018)
27 Ağustos 2003 tarihinde Amerika’da bir pizzacıda çalışan Brian Wells, bir siparişi teslim etmek üzere bir eve gitti. Bu evde rehin alındı ve boynuna saatli bir bomba düzeneği bağlandı. Wells’i rehin alan kişiler, ona hayatta kalmak istiyorsa bir sonraki gün kent merkezindeki bankayı soyması gerektiğini söyledi. Wells 28 Ağustos 2003’te boynunda bomba, elinde de tüfekle bankaya girdi. Soygunu gerçekleştirmeye çalıştığı sırada bomba aktive oldu ve Wells korkunç bir şekilde hayatını kaybetti.Wells’in ölümünün ardından da geriye yanıtlanmamış bir sürü soru kaldı. Wells ona verilen görevi yerine getirmeye çalıştığı halde bomba neden patlamıştı? Gerçek suçlular kimlerdi? Hepsinden önemlisi, gelmiş geçmiş en tuhaf soygunlardan biri olarak nitelendirilen bu olayda Wells gerçekten bir kurban mıydı? Tüm bu soruların yanıtları, dört bölümlük bir Netflix belgesel serisi olan Kötülük Dehası’nda sizleri bekliyor.
#9
Gelmiş geçmiş en korkunç, sapık ruhlu ve cani seri katillerden biri olan Ted Bundy’nin adını muhtemelen duymayan kalmamıştır. İşlediği cinayetlerden yalnızca otuzunu itiraf etmiş olan, ancak kurbanlarının gerçek sayısının üç yüzü bulduğu düşünülen bu sosyopat; 1989 yılında idam cezasına çarptırılarak infaz edildi. Netflix’in Bundy’nin infazının otuzuncu yıl dönümünde yayınladığı Bir Katilin İfadeleri: Ted Bundy adlı belgesel serisi de dört bölüm boyunca Bundy’nin kan donduran yaşamını; yargılanma, tutukluluk, firar ve infaz süreçlerini işliyor. Bundy’nin yüz saati aşkın arşiv kayıtlarından da kesitlerin yer aldığı yapım, baştan sona çok çarpıcı ve sinir bozucu. Çünkü belgesel boyunca Bundy’nin kararttığı hayatlar, işlediği suçlar ve nasıl soğukkanlı ve acımasız bir katil olduğu yeniden gözler önüne seriliyor.
Bir Katilin İfadeleri: Ted Bundy (Conversations with a Killer: The Ted Bundy Tapes) (2019)
Gelmiş geçmiş en korkunç, sapık ruhlu ve cani seri katillerden biri olan Ted Bundy’nin adını muhtemelen duymayan kalmamıştır. İşlediği cinayetlerden yalnızca otuzunu itiraf etmiş olan, ancak kurbanlarının gerçek sayısının üç yüzü bulduğu düşünülen bu sosyopat; 1989 yılında idam cezasına çarptırılarak infaz edildi. Netflix’in Bundy’nin infazının otuzuncu yıl dönümünde yayınladığı Bir Katilin İfadeleri: Ted Bundy adlı belgesel serisi de dört bölüm boyunca Bundy’nin kan donduran yaşamını; yargılanma, tutukluluk, firar ve infaz süreçlerini işliyor. Bundy’nin yüz saati aşkın arşiv kayıtlarından da kesitlerin yer aldığı yapım, baştan sona çok çarpıcı ve sinir bozucu. Çünkü belgesel boyunca Bundy’nin kararttığı hayatlar, işlediği suçlar ve nasıl soğukkanlı ve acımasız bir katil olduğu yeniden gözler önüne seriliyor.
#10
İnsanlık tarihinin en büyük dramlarından biri olan Yahudi soykırımının baş müsebbibi Hitler olsa da elbette tek suçlu o değildi. Milyonlarca kişinin katledildiği toplama kamplarında çalışan, katliam emirleri veren ya da bir sebeple eline masumların kanı bulaşmış binlerce suçlu vardı. Söz konusu suçluların yalnızca bir kısmı savaş bittiğinde adalet karşısına çıkarılabildi. Bazıları hiç bulunamadı, bazıları da yıllar boyu yargılandı. Treblinka’nın Korkunç Ivan’ı lakaplı biri de Treblinka’daki toplama kampından sağ çıkabilenlerin en büyük kabusuydu. Yaklaşık bir yıl boyunca bu kampta eğitici olarak çalıştığı ve binden fazla kişinin ölümüne sebep olduğu bilinen bu kişinin gerçek kimliği senelerce meçhul kaldı.
Netflix’te 2019 yılında yayınlanan Treblinka’nın Korkunç Ivan’ı adlı belgesel serisi, John Demanjuk adlı Ukraynalı bir adamın peşine düşüyor. Tam 65 boyunca yargılanan ve asıl kimliği bir türlü belirlenemeyen bu adamın Korkunç Ivan lakaplı suçlu olduğu düşünülüyor. Demanjuk 2012 yılında hayatını kaybettiğinde geride cevaplanmamış bir sürü soru bırakmış. Ancak belgeselde işlenen deliller, görüntüler ve belgeler; Korkunç Ivan lakabının ardındaki kişiye dair sırları aydınlatmaya çalışıyor.
Treblinka’nın Korkunç Ivan’ı (The Devil Next Door) (2019)
İnsanlık tarihinin en büyük dramlarından biri olan Yahudi soykırımının baş müsebbibi Hitler olsa da elbette tek suçlu o değildi. Milyonlarca kişinin katledildiği toplama kamplarında çalışan, katliam emirleri veren ya da bir sebeple eline masumların kanı bulaşmış binlerce suçlu vardı. Söz konusu suçluların yalnızca bir kısmı savaş bittiğinde adalet karşısına çıkarılabildi. Bazıları hiç bulunamadı, bazıları da yıllar boyu yargılandı. Treblinka’nın Korkunç Ivan’ı lakaplı biri de Treblinka’daki toplama kampından sağ çıkabilenlerin en büyük kabusuydu. Yaklaşık bir yıl boyunca bu kampta eğitici olarak çalıştığı ve binden fazla kişinin ölümüne sebep olduğu bilinen bu kişinin gerçek kimliği senelerce meçhul kaldı.Netflix’te 2019 yılında yayınlanan Treblinka’nın Korkunç Ivan’ı adlı belgesel serisi, John Demanjuk adlı Ukraynalı bir adamın peşine düşüyor. Tam 65 boyunca yargılanan ve asıl kimliği bir türlü belirlenemeyen bu adamın Korkunç Ivan lakaplı suçlu olduğu düşünülüyor. Demanjuk 2012 yılında hayatını kaybettiğinde geride cevaplanmamış bir sürü soru bırakmış. Ancak belgeselde işlenen deliller, görüntüler ve belgeler; Korkunç Ivan lakabının ardındaki kişiye dair sırları aydınlatmaya çalışıyor.
#11
Üç bölümlük bir Netflix yapımı olan Kedilere Bulaşmayın: İnternette Katil Avı, baştan sona soluğunuzu tutarak izleyeceğiniz bir belgesel. Konusu da son derece sinir bozucu. Çünkü belgesel, kimliği belirsiz bir şahsın iki yavru kediyi işkenceyle öldürdüğü videoyu internette paylaşmasıyla başlıyor. Bu korkunç videoyu izledikten sonra videonun sahibi olan sapkın suçluyu bulup adalete teslim etmeye ant içen bir grup hayvansever, internet üzerinden örgütlenerek gerçek bir kovalamaca başlatıyor. Kimliği meçhul kedi katilinin yüklediği videoyu müthiş bir dikkatle izleyerek içinden çeşitli ipuçları çıkarmayı başaran bu ekip, internetteki “stalk” furyasının ve günümüzdeki şöhret algısının ne kadar garip bir noktaya geldiğini de gözler önüne seriyor.
Kedilere Bulaşmayın: İnternette Katil Avı (Don’t F**k With Cats: Hunting an Internet Killer) (2019)
Üç bölümlük bir Netflix yapımı olan Kedilere Bulaşmayın: İnternette Katil Avı, baştan sona soluğunuzu tutarak izleyeceğiniz bir belgesel. Konusu da son derece sinir bozucu. Çünkü belgesel, kimliği belirsiz bir şahsın iki yavru kediyi işkenceyle öldürdüğü videoyu internette paylaşmasıyla başlıyor. Bu korkunç videoyu izledikten sonra videonun sahibi olan sapkın suçluyu bulup adalete teslim etmeye ant içen bir grup hayvansever, internet üzerinden örgütlenerek gerçek bir kovalamaca başlatıyor. Kimliği meçhul kedi katilinin yüklediği videoyu müthiş bir dikkatle izleyerek içinden çeşitli ipuçları çıkarmayı başaran bu ekip, internetteki “stalk” furyasının ve günümüzdeki şöhret algısının ne kadar garip bir noktaya geldiğini de gözler önüne seriyor.
#12
Bir annenin katledilen kızı için verdiği yürek yakan adalet mücadelesini anlatan Marisela Escobedo: Üç Ölüm, bu dünyanın ne kadar adaletsiz bir yer olduğunu bir kez daha yüzümüze çarpıyor. Netflix’te yayınlanan belgesel, 1 saat 50 dakika uzunluğunda. Marisela Escobedo’nun kızı Rubi, 2008 yılında Meksika’da erkek arkadaşı Sergio Barazza tarafından yakılarak katledilmiş. Barazza Rubi’nin cesedini çöpe attıktan bir süre sonra yakayı ele vermiş. Yetmemiş, cinayeti işlediğini kendi ağzıyla da itiraf etmiş. Ne var ki, adalet sisteminin aksayan yönleri yüzünden, bir gün bile ceza almadan tüm suçlardan beraat etmiş. Rubi’nin annesi Marisela Escobedo’nun zorlu adalet mücadelesi de tam da burada başlamış. Marisela’nın benzer bir tehlike altında olan tüm genç kızlar için başlattığı bu mücadeleyi izlerken dişlerinizi sıkmaktan kendinizi alamayacaksınız.
Marisela Escobedo: Üç Ölüm (Las tres muertes de Marisela Escobedo) (2020)
Bir annenin katledilen kızı için verdiği yürek yakan adalet mücadelesini anlatan Marisela Escobedo: Üç Ölüm, bu dünyanın ne kadar adaletsiz bir yer olduğunu bir kez daha yüzümüze çarpıyor. Netflix’te yayınlanan belgesel, 1 saat 50 dakika uzunluğunda. Marisela Escobedo’nun kızı Rubi, 2008 yılında Meksika’da erkek arkadaşı Sergio Barazza tarafından yakılarak katledilmiş. Barazza Rubi’nin cesedini çöpe attıktan bir süre sonra yakayı ele vermiş. Yetmemiş, cinayeti işlediğini kendi ağzıyla da itiraf etmiş. Ne var ki, adalet sisteminin aksayan yönleri yüzünden, bir gün bile ceza almadan tüm suçlardan beraat etmiş. Rubi’nin annesi Marisela Escobedo’nun zorlu adalet mücadelesi de tam da burada başlamış. Marisela’nın benzer bir tehlike altında olan tüm genç kızlar için başlattığı bu mücadeleyi izlerken dişlerinizi sıkmaktan kendinizi alamayacaksınız.
#13
Bu listedeki hiçbir belgeseli keyifle ve huzurla izlemek mümkün değil. Ancak bence içlerinde izlemesi en zor olanı, Netflix’te yayınlanan Kanada yapımı Gabriel Fernandez’i Kim Öldürdü adlı belgesel dizisi. Çünkü bu yapım, sekiz yaşındaki küçücük ve dünya güzeli bir çocuğun, annesi ve annesinin sevgilisi tarafından yapılan akıl almaz işkenceler sonucunda hayatını kaybetmesi anlatılıyor. Üstelik, aylarca işkence gören küçük Gabriel’in ölümünde payı olan tek suçlular bu iki caniden ibaret değil. Belgeseli izledikçe görüyoruz ki, Gabriel’in adım adım ölüme giden korkunç hikayesinde herkes susmuş. Sosyal hizmet görevlileri, Fernandez ailesinin diğer üyeleri, devlet kurumları, otoriteler, yetkililer… Gabriel’in annesi ve annesinin sevgilisi hüküm giymiş olsa da, bu belgesel tüm suçluları ortaya çıkarmak için şu soruyu tekrar soruyor: Gabriel Fernandez’i kim öldürdü?
Gabriel Fernandez’i Kim Öldürdü? (The Trials of Gabriel Fernandez) (2020)
Bu listedeki hiçbir belgeseli keyifle ve huzurla izlemek mümkün değil. Ancak bence içlerinde izlemesi en zor olanı, Netflix’te yayınlanan Kanada yapımı Gabriel Fernandez’i Kim Öldürdü adlı belgesel dizisi. Çünkü bu yapım, sekiz yaşındaki küçücük ve dünya güzeli bir çocuğun, annesi ve annesinin sevgilisi tarafından yapılan akıl almaz işkenceler sonucunda hayatını kaybetmesi anlatılıyor. Üstelik, aylarca işkence gören küçük Gabriel’in ölümünde payı olan tek suçlular bu iki caniden ibaret değil. Belgeseli izledikçe görüyoruz ki, Gabriel’in adım adım ölüme giden korkunç hikayesinde herkes susmuş. Sosyal hizmet görevlileri, Fernandez ailesinin diğer üyeleri, devlet kurumları, otoriteler, yetkililer… Gabriel’in annesi ve annesinin sevgilisi hüküm giymiş olsa da, bu belgesel tüm suçluları ortaya çıkarmak için şu soruyu tekrar soruyor: Gabriel Fernandez’i kim öldürdü?
#14
Netflix’te tek bir bölüm halinde yayınlanan American Murder: The Family Next Door, Amerika’nın Colorado eyaletinde 2018 yılında yaşanan korkunç bir olayı konu alıyor. Bu tarihte üçüncü çocuğuna hamile olan 34 yaşındaki Shanann Watts, iki kız çocuğuyla birlikte ortadan kaybolmuş. Onların kayboluşunun ardından başlatılan soruşturmalar, kan donduran gerçeklerin ortaya çıkmasına neden olmuş. Belgeselin yönetmeni Jenny Popplewell, bu yapımı neredeyse hiç özel çekim yapmadan kurgulamış. Belgeselde ağırlıklı olarak polis memurlarının yaptığı olay yeri çekimleri, medya kuruluşlarının arşivlerindeki haber görüntüleri ve Watts’ın sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımlar kullanılıyor. Watts ailesinin yaşadığı trajediyi gün yüzüne çıkaran yapım, baştan sona çok çarpıcı.
American Murder: The Family Next Door (2020)
Netflix’te tek bir bölüm halinde yayınlanan American Murder: The Family Next Door, Amerika’nın Colorado eyaletinde 2018 yılında yaşanan korkunç bir olayı konu alıyor. Bu tarihte üçüncü çocuğuna hamile olan 34 yaşındaki Shanann Watts, iki kız çocuğuyla birlikte ortadan kaybolmuş. Onların kayboluşunun ardından başlatılan soruşturmalar, kan donduran gerçeklerin ortaya çıkmasına neden olmuş. Belgeselin yönetmeni Jenny Popplewell, bu yapımı neredeyse hiç özel çekim yapmadan kurgulamış. Belgeselde ağırlıklı olarak polis memurlarının yaptığı olay yeri çekimleri, medya kuruluşlarının arşivlerindeki haber görüntüleri ve Watts’ın sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımlar kullanılıyor. Watts ailesinin yaşadığı trajediyi gün yüzüne çıkaran yapım, baştan sona çok çarpıcı.
#15
Ne yazık ki dünyanın birçok ülkesinde, yeterince zengin ve hatrı sayılır arkadaşlara sahip olan kişiler için adaletin terazisinin doğru işlemeyebildiğini görüyoruz. Seneler boyunca çocukları istismar ettiği bir fuhuş ağını yöneten ABD’li milyoner Jeffrey Epstein de serveti ve arkadaşları sayesinde yıllarca adaletten kaçabilmiş bir suçlu. 2020 yılında Netflix’te yayınlanan Jeffrey Epstein: Korkunç Zengin, 2019 yılında nihayet işlediği suçlardan hüküm giyen Epstein’in kan donduran suçlarını konu alıyor. Epstein’in yıllar boyunca susturulan ve manipüle edilen mağdurlarının verdiği adalet mücadelesi, onlarca yıl sonra bir nebze olsun karşılığını buluyor. Dört bölümden oluşan yapım, Epstein’in 2019 yılında hücresinde intihar ettiği iddiasına da şüpheyle yaklaşıyor.
Jeffrey Epstein: Korkunç Zengin (Jeffrey Epstein: Filthy Rich) (2020)
Ne yazık ki dünyanın birçok ülkesinde, yeterince zengin ve hatrı sayılır arkadaşlara sahip olan kişiler için adaletin terazisinin doğru işlemeyebildiğini görüyoruz. Seneler boyunca çocukları istismar ettiği bir fuhuş ağını yöneten ABD’li milyoner Jeffrey Epstein de serveti ve arkadaşları sayesinde yıllarca adaletten kaçabilmiş bir suçlu. 2020 yılında Netflix’te yayınlanan Jeffrey Epstein: Korkunç Zengin, 2019 yılında nihayet işlediği suçlardan hüküm giyen Epstein’in kan donduran suçlarını konu alıyor. Epstein’in yıllar boyunca susturulan ve manipüle edilen mağdurlarının verdiği adalet mücadelesi, onlarca yıl sonra bir nebze olsun karşılığını buluyor. Dört bölümden oluşan yapım, Epstein’in 2019 yılında hücresinde intihar ettiği iddiasına da şüpheyle yaklaşıyor.
#16
Tıpkı Ted Bundy gibi dünyaca tanınan bir diğer seri katil de Gece Avcısı lakaplı Richard Ramirez. 1980’li yıllarda Amerika’nın farklı şehirlerinde herkesin kabusu haline gelen bu katil, 1985 yılında nihayet yakalandı ve adaletin önüne çıkarıldı. 1989’da çarptırıldığı infaz cezası uygulanmadan önce de kanser sebebiyle hayatını kaybetti. Ramirez öldü, ancak onun Amerikan halkına yaşattığı kabus uzun süre boyunca unutulmadı. Netflix’in dört bölüm halinde yayınladığı Night Stalker: Bir Seri Katili Yakalamak adlı belgesel de bu kabusu baştan sona ekranlara taşıyor. İki dedektifin Gece Avcısı lakaplı seri katili yakalamak için canla başla verdiği mücadele, belgesel aracılığıyla yeniden gözler önüne seriliyor.
Night Stalker: Bir Seri Katili Yakalamak (Night Stalker: The Hunt for a Serial Killer) (2021)
Tıpkı Ted Bundy gibi dünyaca tanınan bir diğer seri katil de Gece Avcısı lakaplı Richard Ramirez. 1980’li yıllarda Amerika’nın farklı şehirlerinde herkesin kabusu haline gelen bu katil, 1985 yılında nihayet yakalandı ve adaletin önüne çıkarıldı. 1989’da çarptırıldığı infaz cezası uygulanmadan önce de kanser sebebiyle hayatını kaybetti. Ramirez öldü, ancak onun Amerikan halkına yaşattığı kabus uzun süre boyunca unutulmadı. Netflix’in dört bölüm halinde yayınladığı Night Stalker: Bir Seri Katili Yakalamak adlı belgesel de bu kabusu baştan sona ekranlara taşıyor. İki dedektifin Gece Avcısı lakaplı seri katili yakalamak için canla başla verdiği mücadele, belgesel aracılığıyla yeniden gözler önüne seriliyor.
#17
Hayatımızın farklı dönemlerinde odamızı ya da evimizi çok da iyi tanımadığımız kişilerle paylaşmak durumunda kalabiliyoruz. Özellikle öğrencilik yıllarında ve maddi açıdan zorluk çektiğimiz dönemlerde, bu paylaşım mecburi hale gelebiliyor. Oda arkadaşını birlikte yaşadıkça tanıyan ve zaman içinde onunla harika bir dostluk kuran kişilerin sayısı da hiç de az değil. Ancak bazı kişiler bu kadar şanslı olamayabiliyor. Netflix’te beş bölüm halinde yayınlanan Gelmiş Geçmiş En Kötü Oda Arkadaşı adlı belgesel serisi de oda arkadaşı seçiminde son derece talihsiz olan dört kişiyi konu alıyor. Söz konusu kişiler, odalarını soğukkanlı katillerle ya da şiddet failleriyle paylaştıklarını ne yazık ki çok geç öğreniyor.
Gelmiş Geçmiş En Kötü Oda Arkadaşı (Worst Roommate Ever) (2022)
Hayatımızın farklı dönemlerinde odamızı ya da evimizi çok da iyi tanımadığımız kişilerle paylaşmak durumunda kalabiliyoruz. Özellikle öğrencilik yıllarında ve maddi açıdan zorluk çektiğimiz dönemlerde, bu paylaşım mecburi hale gelebiliyor. Oda arkadaşını birlikte yaşadıkça tanıyan ve zaman içinde onunla harika bir dostluk kuran kişilerin sayısı da hiç de az değil. Ancak bazı kişiler bu kadar şanslı olamayabiliyor. Netflix’te beş bölüm halinde yayınlanan Gelmiş Geçmiş En Kötü Oda Arkadaşı adlı belgesel serisi de oda arkadaşı seçiminde son derece talihsiz olan dört kişiyi konu alıyor. Söz konusu kişiler, odalarını soğukkanlı katillerle ya da şiddet failleriyle paylaştıklarını ne yazık ki çok geç öğreniyor.
#18
Tinder ve benzeri flört uygulamaları, modern yaşamın hızlı ve yoğun temposu içinde artık birçok kişinin hayatının bir parçası haline gelmiş durumda. Ancak bu uygulamalarda iletişimin sanal bir ortam üzerinden başlaması, çeşitli dolandırıcılık risklerini de beraberinde getiriyor. 2022 yılında Netflix aracılığıyla izleyicilerle buluşan Tinder Avcısı da Simon Leviev isimli İsrailli bir dolandırıcının birden fazla kadını hem finansal hem de duygusal açıdan nasıl manipüle ettiğini anlatıyor. Mağdur kadınların birleşerek başlattığı mücadele, hem Leviev’in işlediği suçların ortaya çıkmasını hem de yargılanmasını sağlıyor.
Tinder Avcısı (The Tinder Swindler) (2022)
Tinder ve benzeri flört uygulamaları, modern yaşamın hızlı ve yoğun temposu içinde artık birçok kişinin hayatının bir parçası haline gelmiş durumda. Ancak bu uygulamalarda iletişimin sanal bir ortam üzerinden başlaması, çeşitli dolandırıcılık risklerini de beraberinde getiriyor. 2022 yılında Netflix aracılığıyla izleyicilerle buluşan Tinder Avcısı da Simon Leviev isimli İsrailli bir dolandırıcının birden fazla kadını hem finansal hem de duygusal açıdan nasıl manipüle ettiğini anlatıyor. Mağdur kadınların birleşerek başlattığı mücadele, hem Leviev’in işlediği suçların ortaya çıkmasını hem de yargılanmasını sağlıyor.
Ad Area
Reactions
Tepkiler
Teknolojiye çok yakından ilgimden dolayı öğrendiklerimi ve en güncel gelişmeleri size elimden geldiği kadar aktarmak amacıyla 2019 yılında yayına aldığım internet sitesinde fikir ve görüşlerimi de ekleyerek yayınlar oluşturuyorum. Siz okuyucularımız sayesinde kendimi ve sitemizi geliştirerek geleceğin ve bugünün teknolojilerini sizlere aktarmaya devam ediyorum.
